15 Mart 2008 Cumartesi

Buz tutmuş göller ve kar, Gerede'deyiz

22 Mart itibariyle Samsun'dayız ama Gerede'de yazdığım günlüğü sitedeki bir problem nedeniyle gönderememiştim. Gerede-Samsun arası pek yakında, burada...





Merhaba sevdiğim insanlar,




Demin BisikleTEMA gönüllüleri mail grubuna yazdığım gibi Görele'ye değil, Gerede'ye geldik! Soğuktan beynim buz tuttu galiba, kusura bakmayın. Aslında bisiklete binerken hava gayet iyi de durunca anında buz kesiyoruz. Alınan ders: Asla durma! Biz de öyle yapıyoruz. Pedal, pedal, pedal... Rüzgar yola çıktığımızdan beri arkadan esiyor zaten. Tekrar yollarda olmak harika.
İnsanlar da güzel. İlgi harika, hatta inanılmaz. İzmit, Adapazarı, Düzce ve Bolu'da vali ve belediye başkanlarıyla, il spor müdürlükleriyle görüştük, projemizi paylaştık. Kent projelerine bisikletin entegre edilmesini rica ettik, talep ettik, teklif ettik. Öyle ki bazıları sırf bizden kurtulmak için "tamam" dediler bence ama olsun! Bisiklet yoluna giden her yol mübahtır! Okulları ziyaret ettik, sunumlar yaptık. Gittiğimiz her ilde basın toplantıları düzenledik, hem yerel hem de ulusal basında bisiklet haberleri çıkmaya devam ediyor. Bisiklet ve çevre gruplarıyla, TEMA temsilcileriyle toplantılar yaptık, bisikletin ulaşıma entegre edilmesi için kafa patlattık, çevre günlerinde bisiklet sempozyumları düzenlenmesi için ilk adımları attık. Yol aldıkça daha sağlam pedal basıyoruz arkadaşlar. O kadar ki, proje sonunda mutlaka İstanbul'dan Ankara'ya bir tur düzenleyip bu sefer taleplerimizi Türkiye'nin en üst kurumuna iletmek istiyoruz. Tabii o güne yaklaşık 16 aycık var! :) Ama bilirsiniz, günde 5-6 saat pedal basınca insanın hayal kuracak çok vakti oluyor. Olsun, bu tur da bir zamanlar hayaldi.
Bisikletliler sağolsunlar bizi yolda yanlız bırakmıyor. İl girişlerinde bisiklet grupları tarafından karşılanıyor, bir sonraki il sınırına kadar pedal çevirip "paket teslim" tadında yol alıyoruz. Bu arada Sakarya'daki Türkiye Bayanlar Bisiklet Şampiyonu Saniye ve koçu Kaptan'la tanışma fırsatı da bulduk. Her ne kadar tempolarıyla canımızı çıkarmış olsalar da yaptıkları ve başardıkları muhteşem şeyler, ne kadar gurur duysak azdır.
Bu arada ben tur için kestirdiğim kısa saçım nedeniyle sürekli oğlan çocuğu zannedilip "Oğlum, annen baban ne diyor bu işe?" diye iyi niyetli teyzelerce azarlanıyorum! Bolu yokuşunu tırmandığımız günün sonunda konaklayacağımız İzzet Baysal Üniversitesi'nin acımasız yokuşunu gördüğümüzdeki tepkimiz o anda çok acıklıydı ama şimdi düşünüp düşünüp gülüyoruz!
İstanbul'dan çıktığımızdan beri D-100, yani E-5'i takip ediyoruz. Emniyet şeridi geniş ve yeterli ama Bolu'ya kadar egzos dumanı yakamızı bırakmadı. Nefes nefese yokuş çıkarken bir nefes dolusu simsiyah egzos dumanı yutmak gibisi yok. Yokuş çıkarken arkanızda TOOOORRR diye yaklaşan kamyonun sesini duyup nefesimizi tutmaya çalışıyoruz ama ne mümkün... Kullanılmış motor yağlarının evirilip çevirilip tekrar kullanılmasına izin veren zihniyet şu yollara oksijen maskesiz çıkar mı acaba? Yok canım, onlar 2B orman arazisi üstüne ev yapıp orman havası alıyorlardır muhtemelen! Bolu'ya varınca hem manzara hem de trafik iyileşti. 35-40 kiloluk bisikletlerle kağnı hızında yol alsak da mutluyuz.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: İyi dilekleriniz ve bisiklet adına yaptığınız çalışmalar bize güç veriyor, umut veriyor. Pedala kuvvet yol alıyoruz arkadaşlar. Daha fazla resim için: http://picasaweb.google.com/BisikleTEMA/BisikleTEMAIstanbulToSydneyTurkey
Not: Yeşiliz dergisi Mart-Nisan sayısını bisiklete ayırdı. Bisiklet için küçük ama çok önemli bir adım. Alın, destek olun, okuyun, okutturun.

Sevgiyle, bisikletle kalın,
Gizem, Bryan, Kocaeli Üni Bisiklet Kulübü'nden refakatçimiz Erhan ve maskot Doğa








3 yorum:

Mericit Jones dedi ki...

Gizemcim, Byran'cim,
Aman kendinize çok dikkat edin, üşütmeyin, daha gidecek çoook yolunuz var! Sizinle gurur duyuyoruz ve sizi çok ama çok seviyoruz. Dün Seda ile kulaklarınızı çınlattık, 'Ya nerede bunlar acaba, ses seda yok' dediydik, iyi insan lafının üstüne bloguna yazı yazarmış!Sizi çok öpüyorum!
Meriç

Adsız dedi ki...

Arhadaşlar Gizemle Byran'a buradan destek olalım. Her gün onlar bizden gittikçe uazaklaşacaklar. Olsun ama internet diye bir aygıt var. Bu aygıt sayesinde onlara daha çok güç veririz diye düşünüyorum. Onlar yurda döndüklerrin de Ankara'ya birlikte pedal basacağız.

Noname dedi ki...

Gizemcim, herşey gayet iyi geliyor kulağa, umarım böyle de devam eder! Yanınızda diğiliz belki ama en iyi dileklerimiz sizinle, buna emin olabilirsin. Ben de çok öpüyorum seni.

Seda