30 Mart 2008 Pazar

Uy Gidi Karadeniz...

Gerede'den çıkıyoruz. Yanından geçtiğimiz yaşlı bir amca sordu:
"Nereye, nereye?"
"Avustralya'ya amca"
Amca biraz düşündü."Yok, gidemezsiniz" dedi düşünceli bir sesle. "Avusturya çok uzak!". Gülmekten bisikletten düşüyorduk.

Tosya'dayız. Alışveriş yaptığımız manavdaki çocuk bisikleti çok seviyormuş. "Apla, şu kilometre sayaçlarından fazla var mı?". Olmadığını söyleyince "Yaaa, burada da yok, olsa beş lira bile verirdim".

Görele'deyiz. Her sabah yaptığımız gibi bir marketten peynir-ekmek-zeytin ve domates almış, çayımızı içmek için bir köy kahvesine oturmuşuz. Ve her zamanki gibi, hesabı ödeyemeden kalkıyoruz çünkü bizim hesabı yine birisi ödemiş.

Türkiye turundan insan manzaraları...

Biz yol aladuralım bahar yüzünü göstermeye başladı. Anadolu bozkırlarında leylekler karşıladı bizi. Karadeniz sahillerinde binbir çeşit yeşilin içinde baş kaldıran beyaz, pembe meyve çiçekleri. Yola çıktığımızdan beri bir kere bile yağmura yakalanmadık. Bir yandan seviniyor, bir yandan endişeleniyoruz. Bu sene de mi kurak geçecek?

Anadolu bisikletle bir başka güzel, herkese tavsiye ederim. Bolu'dan itibaren trafik azaldı ve birkaç istisna dışında sürücüler (özellikle de tırlar) son derece dikkatli ve saygılı. Leyleklerin yuva yapışlarını seyrederek, tarlalarda günün rızkını arayan atmacalara hayran kalarak yol aldık. Biraz hızlandığımızı farkedince rotamız üzerinde olmayan Amasya'ya da uğrayabileceğimizi farkettik. İyi yapmışız. Amasya gördüğüm en güzel şehirlerden biri. Yeşilırmak kıyısına dizilmiş birbirinden güzel köşkler, Osmanlı şehzadelerinin yaptırdığı camiler, insana huzur veren avlular... Amasya'nın başka bir güzelliği de geçtiğimiz yıl Doğa Derneği'nin bir projesiyle Türkiye'nin önemli doğa alanlarını bisikletle turlayan Serkan Taşdelen'in aramıza katılması oldu. Serkan'la Samsun'a kadar birlikte pedal çevirdik, Kavak'ta bir benzin istasyonunun bahçesinde kamp kurduk ve akşam yemeği olarak markette bulunan cips, jelibon türü sağlıklı yiyeceklerden tükettik! Tabii bol bol tur, rota, malzeme muhabbeti yapmayı ihmal etmedik. BisikleTEMA'ya destek vermek için bizle pedallayan Serkan'a teşekkürler.

Merzifon'daki TEMA ormanında ilk BisikleTEMA ağacını diktik. Nevruz günü okulları ziyaret edip çocuklarla bisiklet hakkında sohbet ettik. Samsun'da bizi büyük bir bisikletli grup karşıladı. Bir Atatürk kızı olarak bize eşlik eden bisikletli bir grupla Bandırma vapuruna kadar gitmek benim için turun en anlamlı olaylarından biriydi. Samsun'da doğup büyüyen annemse dayanamayıp bizi Samsun'da ziyarete gelmişti. Bizi bol bol şımartmasına (sevinerek) izin verdik.

Ordu hafızalardan silinmeyecek bir şehir. Bir kere Karadeniz kıyılarını mahveden yola karşı çıkmış ve 5 kilometrelik bir kıyı şeridini kurtarmış cengaver bir şehir. Üstelik belediye başkanı görüşmemiz sonunda "Tamam, bisiklet yolu yapımına hemen başlıyorum" dedi! Bir an kulaklarımıza inanamayınca kısa bir sessizlik oldu. "YAŞASIN!" diyerek odadaki sessizliği bozdum! Ordu'nun diğer şehirlere örnek olmasını diliyoruz.

Belediye başkanları ve valilerle görüşerek, okullara gidip öğrencilere sunum yaparak, şehir girişlerinde bizi karşılamaya gelen bisikletlilerle pedal çevirerek yolumuza devam ediyoruz. Görele'ye bir emniyet müdürü, bir savcı ve bir doktorla pedallayarak girdik mesela... Bisiklet çocuk işi değil. İçindeki çocuğu kaybetmemeye cesaret edebilenlerin işi.
Resimler: http://picasaweb.google.com/BisikleTEMA/BisikleTEMABoluTrabzon

1 yorum:

ahmet üstündağ dedi ki...

Sizlerden gelecek olan güzel haberlerle Bloglarım güzelleşiyor. Milliyet Blog yazarı Ahmet Üstündağ.